Nerde kalmıştık?


Yazmak istiyorum.
Ama eskisi gibi basit değil olan biten, anlatamıyorum.
Kelimeler kelimeleri çekmiyor aksine itiyor artık benim satırlarımda.
Sırtımda bir küfeyle dolaşıyorum sanki.
İndirmem lazım ama mıhlandı sırtıma, kurtulamıyorum.
Bir kurtulsam kelimeler de dökülecek belki ama olmuyor.

Geçen gün içine çekildiğim kabuğumu birazcık aralayıp yürüyüşe çıktığımda, akşam güneşi sırtımı sıvazladı -dayan az kaldı- dercesine, radyoda bir şarkı çaldı -tünelin sonu aydınlık- der gibi fısıldarcasına. İnandım bende, güvendim ve kocaman gülümseyiverdim. Kapalıysa da tüm kapılar, açılsın artık dedim kendi kendime ve derin bir nefes aldım gökyüzüne bakarak.

Sonra dönüş yolumda çayırdaki inekleri gördüm. Çoğuyla tanışıyoruz artık, uzun yürüyüşlerim sayesinde. Bir baktım bizimki de aralarında, giderken onu da götüreyim bari dedim. Ama onu ordan çıkarmam için içeri girip diğerlerinin arasından kaçırmam lazım.

Girdim kapıdan içeri el kol hareketleriyle diğerlerini  kovdum, bizimkinin gözlerinin içine bakarak koş koş koş dedim. Bu arada hepsinin bana -napıyo bu deli...- dercesine baktıklarına yemin edebilirim. Önce bir durdu bizimki ama sonra geldi, diğerlerinin önüne falan geçerek bizimkini çıkardım ama hepsi tuhaf tuhaf bakmaya devam ediyorlar.

Neyse kapıyı kapatırken, sen diyorum, harikasın  ama arkadan cayır cayır bağırıyolar ve bizimkide aşırı yavaş gidiyor. Hayırdır hiç gidesin yok aşkiton orda mı kaldı diye soruyorum cevap yok. Ama komşunun iki ineğinin kankası olduğunu bildiğimden, kusura bakma onları çıkaramam yarın görüşürsünüz diye diye yola devam ettirmeye çalışıyorum. Bu arada bizimki anne adayı. Maaşallahın var diyorum, nasıl gidiyo hamilelik diyorum. Laflaya laflaya gidiyoruz birlikte, ortadan yürü diyorum hemen geliyor gayet iyiyiz yani.

Tam eve doğru dönecekken, komşu  Z. teyze laf attı, -dinliyo mu öyle sözünü, diğerleri çıkmadı mı- dedi. -Valla sadece bizimkini çıkardım zaten zor tanıyorum- derken bir baktım bizimki dümdüz gidiyor. Hemen koştum önüne geçtim, -aşkitom sen nereye gidiyosun- dedim. Dön diyorum dönmüyor, noluyo diyorum cevap yok derken döndü bu sefer çayıra geri gidiyor ama bir türlü aşağı bizim yola doğru gitmiyor. Hayır böyle de yapmaz yani inekler, dosdoğru eve giderler ama bu sadece bana yan yan bakıyor.

 Tam o sırada Z.teyzenin eşi H.amca, İpek dedi kızım sen hayırdır dedi o sizin inek değil napıyosun sizinki tarlada dedi... Bende küçük çaplı bir şokla beraber bir aydınlanma oldu :)))) Hakkaten bizim inek değildi çünkü bizimki biraz kızıllı turunculu hatta o yüzden adı da Kınalı. Ben aydınlanırken o  çoktan evine doğru hızlı hızlı gidiyordu, öylece bakakaldım arkasından.

O an, keşke tüm hatalarımdan bu kadar çabuk dönebilseydim diye düşündüm. Birileri bana hoppp deseydi..  Oysa ne kadar da emindim onu çayırda gördüğümde bizim Kınalı olduğundan... Evet, hatasız kul olmaz diyebilirsiniz belki ama her hatanın sonucu da böyle zararsız olmuyor ki. Bilirsiniz işte bazen bir ömür alabilir telafisi ya da imkansız olabilir. Halbuki o kadar emindim ki onun Kınalı olduğundan...hiç yapmadığım bir şeyi yapıp, bütün ineklerin arasına dalıp çıkarmıştım onu dışarı.
 Ah benim gönlümün Kınalısı :)))))))))))))

Neyse eve geldim halamlar falan da var, hemen anlatmaya başladım,-akşam akşam dedim rezil oldum başıma gelene bakın- diye. Bir taraftan da nasıl öyle sandığımı anlamaya çalışıyorum, çünkü o inek bildiğiniz sarı alacalı bulacalı yani bizimkiyle gerçekten benzemiyorlar. Bu arada o arkadan cayır cayır bağıranlar da onun kardeşleriymiş :))) Sonra hep beraber güldük durduk. Ah be gönlümün Kınalısı, boşuna yan yan bakmamış bana yol boyunca :)))

Şimdi düşünüyorum da yaptığım tüm hatalarımın ardından böyle gülebilmiş miydim? Hepsini her seferinde kahkahalar eşliğinde anlatabilmiş miydim? Gülememiş olmalıyım ki, hâlâ belimi büken bir küfede taşıyorum onları.

Hani şu kendini sevmek olayı var ya, hani şu öz şefkat dedikleri.
İnsan kendine yeterince iyi davranmazsa eğer, başkalarına sular seller gibi akıttığı şefkatini kendinden esirgerse işte o küfeleri yükleniveriyor -kendine ait olmasa bile-... Sonra efendim aman belim ağrıyor da, yok fıtık olmuşum.

Bütün bunların nihayetinde,
Baharın bana verdiği yetkiye dayanarak, herkesi küfesini indirmeye davet ediyorum.
Zaman içinde hepimiz için yüklerimizden özgürleşebilmeyi diliyorum.
Kendimize dost olabildiğimiz neşeli ve güzel günler görelim istiyorum.

Vakit kendinden yana olma vaktidir eyy ahaliiiii...
İndirin küfeleri!


İyilikte görüşelim...











Yorumlar

  1. Sen cansın canımsın benim tatlı Kınalımsın😘

    YanıtlaSil
  2. bence de yol ver gitsin :) ..Vallahi bende öyle bir ağır bir küfe var senin şu güzel tebessüm ettiren yazını okuyunca biraz olsun hafifledi :) kınalıya sevgiler :) şarkı çok güzeldi teşekkürler :) gönlüne yüreğine ferahlık versin Rabbım inşallah canım benim sevgiler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne kadar tatlı bir yorum, teşekkür ederim. Ve bir nebze de olsa rahatlamış olman beni mutlu etti :) Kocamann kucaklıyorum <3

      Sil
  3. ha haaa çok tatlııııı :) ya boşver be sal gitsin. bahar da geliyoo. sen dertli olcak biri değilsin. kendine yüklenme boşuna beee :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben hiç tutamadım zaten hep salmış vaziyetteyim :DD Arada tokatlıyorum arada seviyorum kendimi :))))) Kucakladım <3

      Sil
  4. Bazen yol vermek sağlık açısından faydalıdır.
    Bu arada mail abonelik butonu koyarsan daha rahat takip edebiliriz:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ben de öyle düşünüyorum :)
      İzle butonu vardı aslında ama dikkat ederim, teşekkür ederim tavsiye için :)
      Sevgiler :))

      Sil
  5. Arada dertlenir insan, birikir herşey içinde. Şu ara tüm dünya aynı durumda 😔

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim dünyadan bağımsız öyleydi ama geçti artık :)) Sevgiler <3

      Sil
  6. bende blog dünyasında yeniyim beklerim :) teşekkürler

    YanıtlaSil
  7. Karşımda anlatıyormuşsun gibi okudum yazını, sende nasıl dinliyor olabileceğimi hayal etmişsindir :) Kınalı'yı da senide öpüyorum, her şey bir gün mutlaka yoluna girecek, sabırlı ol.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Selinnn yaaa :) Keşke böyle bir şey mümkün olsa ve sana çıldırarak anlatabilsem her şeyi... :) Seni çok özledim...Selin.. asdasdasdds <3

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bazen olmaz, oluruna bırak.

Olur Öyle

Kapı aralığındaki veda