Neyse

Evetttttt, bir yazın daha sonuna geldik. Ağustos nasılda hızlı geçti öyle değil mi? 
Hiçbir şey anlamadım bu yazdan. Ve ziyadesiyle kötüydü benim için. 
Doya doya balkon sefası yapamadım, semaverde çay içemedim, közde mısır yiyemedim hatta meteor yağmurlarını bile izleyemedim. Ne bir düğüne gidebildim ne de denize. Yani yazı yaz yapan her şeyden mahrumdum. Ve üstelik bunlar sadece kahvenin köpüğü.

Eylül geldi çattı. Akşamlar daha serin oluyor artık. Mevsim geçişlerini hiç sevmiyorum. Çünkü incecik giyinirken, birden hırkalara geçmek bana biraz zor geliyor. 14 gün sonra tası tarağı toplayıp döneceğim. Dile kolay beş yılı bırakıp gideceğim. Hüzün bir sarmaşık gibi sarıyor kalbimi.

Bu sene güz benim için zor geçecek gibi. Çünkü bilirsiniz, yerini yitiren yeniden yerleşmez.
Bu sonbahar bende yaprak dökeceğim. Bu kış bende soğuk soğuk eseceğim. Bahardan ve yazdan bihaber yaşayacağım. Kuşkusuz bol bol salep içeceğim. Ve sanırım sırra kadem basacağım.
Çünkü bazen kaybolmak gerekiyor. 

Belki portakal reçeli yaparım ya da safranlı kek denerim kim bilir. 
Hatta mis gibi poğaçalar yaparım sabahları, dereotlu poğaçalar. 
Birkaç tane kaktüs dikerim ve onlarla birlikte açabilmeyi dilerim.
Ve hatta şansım varsa açabilirim...

Neyse...
Hoşça kal yaz,  hoşça kal Ağustos...
Sizi hiç özlemeyeceğim.


İyilikte görüşelim...
 




Yorumlar

  1. Almanya da cabuk gecti yaz.Umutlar devam ediyor..

    YanıtlaSil
  2. aynen bende yazı bu sene hiç yaşayamadım 😊 hoşgeldin Eylül sarı yapraklar 🍂 sevgiler canım benim 😊🌸

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yaz güzel olur umarım herkes için, sevgiler :) <3

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bazen olmaz, oluruna bırak.

Olur Öyle

Kapı aralığındaki veda