Ah Oblomov Vah İpek

Yetişin dostlaaaar !!!
Bakın vallahi yangın var diye bağırmamak için kendimi zor tutuyorum !!!
Yakama bir kitap yapıştı, okuyorum okuyorum bir türlü ilerleyip bitiremiyorum. Hangi kitap bu kadar seni perişan eden, dediğinizi duyar gibiyim... OBLOMOV ! Bu kitapla başım büyük belada 😓

Neyse size olayı anlatayım: 
Bir gün yine kitap özetleri okuyorum, o sekmeden bu sekmeye atlıyorum. Bir söz okudum:
" Ma solitude, mon hermitag, mon repos. "  Tabii hemen anlamına baktım:
 "Benim yalnızlığım, benim inzivam, benim huzurum." demekmiş. 

Ayyy nasıl bayıldım nasıl vuruldum bir görün beni. Sonra hemen kitap hakkında yazılanları okumaya başladım.  Bu Oblomov, evden hiç çıkmayan bir adammış, hisli tembel diyorlar 😃 Neyse tamam dedim, sen bunu oku İpek. Alayım ama hangi yayını ve ben haspam için çeviri çok önemli.. Sonra acaba ciltli mi alsam diyorum ama istediğim çevirinin ciltlisi yok. En sonunda çeviriyi seçerek, ciltsiz almaya karar verdim. Tabii ki buna karar vermem öyle çabuk olmadı. Kaç kere kitapyurduna girip baktım Allah bilir. 

Ve kitap eve geldi. Nasıl mutluyum, nasıl sarılıp öpüyorum, bildiğiniz aşk yaşıyorum. Peki naptım biliyor musunuz? Önsözünü, yazarın hayatını falan okuyup bıraktım. Arada elime aldım ama yine bıraktım. Derslerim oluyor, işim oluyor ya da başka kitap okuyorum. Şehir değiştirdiğim zamanda kitabı yanımda götürüyorum bu arada çünkü aniden canım onu okumak isterse ve okuyamazsam büyük sıkıntı 🙈🙈🙈

 Neyse en son ara tatildeyken, kızdım kendime ve dedim ki : Şu kitabın dili olsa acaba sana neler söylerdi İpek, perişan ettin kitabı.
Sonra okumaya başladım, birkaç ay önce. Ve geçenlerde 150. sayfasına falan gelmiştim. Ama belki kitabı yüz kere elime almışımdır. Yani sizin anlayacağınız artık bu aşk bana azap vermeye başlamıştı. Ne sonuna gidebiliyordum ne de okuyamayacağım diyerek bırakabiliyordum... 

Oblomov'a gelince, genel olarak düşüncelerine katılıyorum. Mesela taşınmaktan yakındığı bir bölüm var kiii bütün hücrelerimle katılıyorum. Sonra eve gelen misafirlere dışarıdan soğuk getirdin diyerek kendine dokundurtmuyor... Vallahi idolüm... Ama şöyle bir sıkıntım var, o kadar benimsiyorum ki okurken uyayakalıyorum. Çünkü Oblomov hep yatıyor... Düşünürken mesela sırtüstü yatıyorsa, uyurken sol tarafına yatıyor 😃  Bir bölümde şükürler olsun ki daha hiç çoraplarımı kendim giymedim diyor mesela, neymiş efendim hep kölesi giydirirmiş... 

Veee bakın ben farkında olmadan nasıl bir oblomovist olduysam artık... Hareketsizlikten kilo aldım ve şeker hastası adayı oldum. İnsülün direncim varmış, ilaç kullanmaya başladım. Bütün bu sürece ev arkadaşım Meryem de şahit olmuştu. Ve bu akşam üzeri çay içerken dedi ki: İlk kez bir kitabın yan etkisini görüyorum... Vallahi bende 😃 

Velhasıl kelam şimdi bunları yazarken Oblomovcuğumu özlediğimi hissettim. Şimdi şeker ilacımı da alıp Oblovomu okumaya gidiyorum...  

Ve giderken size Deniz Seki'den bir şarkı bırakıyorum 😅

Uslanmam ben yola gelmem
Uğrunda cehenneme gitsem
Yanarım
Bile bile yanarım


İyilikte görüşelim...





Yorumlar

  1. Ama söz çok güzel hakkaten �� Ve geçmiş olsun ��

    -M.

    YanıtlaSil
  2. ha haaaa okuya okuya oblomov oldum diyon seeen :) bak bir de yatak adlı roman var, david whitehouse, orda da hep yatıyo adam ve çok kilo alıyoooo :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Valla olmuş bulundum :) Bana çok sakıncalı gibi yatak :D

      Sil
  3. Oblomov'u merak ettim şimdi de aynı sona yakalanmamak için hiç araştırmayacağım bile! :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında iyi bir ders olabilir. Eğer fikir değiştirip okursanız oblomov hakkında muhakkak sohbet etmek isterim. Sevgiler...

      Sil
  4. Teşekkür ederim :) Yalnız olmadığımı bilmek çokk güzell :)))
    Sevgiler <3

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Canım Kendim 💕

Kapı aralığındaki veda

Tüüünaaayydııııııın 😇